| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Politics | ||||
| Siyasal | preferential treatment i. | ayrıcalıklı muamele | ||
|
In response to the criticism of preferential treatment, a statute for MEPs was discussed in 1998 and in 2002. Ayrıcalıklı muamele eleştirilerine cevaben, 1998 ve 2002'de AP üyeleri için bir tüzük tartışılmıştır. More Sentences |
||||
| Siyasal | preferential treatment i. | ayrıcalıklı davranış | ||
|
He asked her to give him preferential treatment. Ondan kendisine ayrıcalıklı davranmasını istedi. More Sentences |
||||
| Siyasal | preferential treatment i. | tercihli muamele | ||
|
The coverage and depth of preferential treatment varies from one agreement to the other. Tercihli muamelenin kapsamı ve derinliği bir anlaşmadan diğerine değişmektedir. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | preferential treatment i. | tercihli uygulama | ||
| Ticaret/Ekonomi | preferential treatment i. | tercihli işlem ya da uygulama | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | preferential treatment i. | öncelikli muamele | ||
| Siyasal | preferential treatment i. | tercihli davranış | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | give preferential treatment f. | torpil yapmak |
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | preferential tariff treatment i. | tercihli tarife düzenlemesi |
| Ticaret/Ekonomi | preferential tariff treatment i. | tercihli tarife önlemleri |
| Ticaret/Ekonomi | preferential tariff treatment i. | tercihli tarife uygulaması |
